Popüler haberler

Popüler haberler

KISA SÜRELİ VE AİLE İKAMET İZNİ ... REFAKAT AMAÇLI İKAMET İZİNLERİ İLE İLGİLİ GENELGE; ...Popüler haberlerوPopüler haberler.
Popüler haberler

Popüler haberler

KISA SÜRELİ VE AİLE İKAMET İZNİ ... REFAKAT AMAÇLI İKAMET İZİNLERİ İLE İLGİLİ GENELGE; ...Popüler haberlerوPopüler haberler.

Galatasaray +Videolar ve Resimler

Mersin İdman Yurdu - Galatasaray maçı yazar yorumları

Lider Galatasaray deplasmanda Mersin İdman Yurdu'nu 1-0 yendi! İşte kritik maçın yazar yorumları


Mersin İdman Yurdu - Galatasaray maçı yazar yorumları

 

HALİL ÖZER | MUSLERA KARARINI VERMİŞ
Ne zaman Fenerbahçe Eskişehir’de Caner’i sağ bek önünde oynattı, iki puanı bıraktı; Galatasaray o zaman şampiyonluğunu ilan etti.

Elbette futbol bu her şey olabilir. Ama ligin son haftalarında lider Galatasaray ise rakiplerinin önümüzdeki sezon planlamasını yapması daha iyi bir tercih olur.

Neden mi hemen söyleyelim. Çünkü Galatasaray’a ligin son bir ayında ipleri eline verdiğin anda kazanma kültürü ortaya çıkar. Seyirci kenetlenir, yönetim kenetlenir, tek çıt çıkmaz, çıt çıksa bile anında kesilir, küsenin gönlü alınır, futbolcu tam konsantrasyon sağlar, hata yapmaz, her hafta bir yıldız takımının yükünü üstlenir, camia olarak tüm ağırlığını koyar. Heyecan yapmazlar, gereksiz konuşmazlar, stres olmazlar, olağanüstü sakinlik sergilerler. Seçimleri vardır onu bile gündeme almazlar. Bunların hepsi ayrı ayrı özelliktir Galatasaray için. Eğer bu süreye kadar Galatasaray’ı geride bırakamazsan sadece mucize ile şampiyonluk alabilirsin.

O yüzden ben dün Mersin maçında hiçbir sürpriz beklemiyordum. Az ve öz oynadılar. Ayaklarına gelen ilk fırsatta golü attılar. Tabii ki zaman zaman hatalar oldu. Sabri’nin kanadı sürekli aksadı. Ama dün sahneye çıkan öyle bir yıldız vardı ki: bu sene Galatasaray’ı şampiyon yapmaya karar vermiş. Muslera ilk yarıda imkansız iki topu çıkarırken kariyer zirvesi yaptı. Hele yerdeyken zıplaması ancak Hollywood filmlerinde ki mutantların yapabileceği bir akrobasi hareketiydi. Ben şöyle diyorum: Buna Taffarel de dahil Türkiye’ye gelen en iyi yabancı kaleci. İsteyenle de sabaha kadar tartışırım. Türk kalecileri onun kategorisine bile dahil etmiyorum.

Galatasaray yine öyle ahım şahım oynamadı. Hatta yine yavaştı. Ama maçı kazanmak için gerekenleri yaptı. Oyunu kontrol etti. Fırsatları heba etmedi. Sonra da maç sonuna kadar rakibinin gol şansını sadece şansa bıraktı. Hele ikinci yarıda defansif anlamda ilk yarıda yaptığı hataları hiç yapmadı. Zaten şu var; ilk yarıda Muslera yeseydi, Galatasaray yine atardı. Sneijder ve Melo müthiş tecrübelerini her şeyi ile sahaya yansıttı. Sadece zaman zaman Emre aksadı. Yerine giren Olcan ise yine felaketti.

Mersin elinden geleni yapmaya çalıştı. Ama kapasiteleri yetersiz. Kulübede hamle oyuncuları sadece Tita ile sınırlı. İlk yarıda iki top dışında rakiplerini fazla zorlayamadılar. Bu Mersin’in Fenerbahçe’yi de yenmesi çok güç. Rıza hoca yine de bugüne kadar bu takımla iyi iş çıkarmış.

SERVET

Ben bu kadar kötü bir Servet’i bugüne kadar hiç görmedim. Bence hata yaparım diye strese girmiş. Onu tanımasak tabii ki bu kadar çok şaşırmazdık. Servet’in dünkü futbolunu özetlersem aklıma gelen ilk kelime ‘felaket’ olur.

HAKAN BALTA

Galatasaray bu sene şampiyon olursa Hakan Balta için mutlaka ayrı bir bölüm açılacak. Dün Beckenbauer değildi ama müthiş dikkatliydi. Soğukkanlıydı ve en az Muslera kadar önemli hamleler yaptı.

SERDAR ALİ ÇELİKLER | ŞAMPİ...
Galatasaray artık ‘Şampi’yi aldı; kalan 3 harf için 3 haftaya ihtiyacı kaldı.

Mersin, tipik Çalımbay takımları gibi disiplinli-ne yaptığını bilen-bir düzene ve Nakoulma-Delibalta gibi etkili hücumculara sahip bir ekip. Fenerbahçe için de G.Saray için de dönüm noktası olan ‘şampiyonluk gümrük’lerinden biriydi.

Maç ‘zor geçecek’ beklentileri içinde başladı. Oyun dengeli giderken görevli bulunduğu sol kanadı terk edip sağ kanattaki akına desteğe gelip savunmacılara karşı 1 fazla oluşturan Yasin; Çolak’tan aldığı pasın ardından güzel bir çalım attı ve nefis vurdu. 16. dakikadaki bu golden başka G.Saray ilk yarı kaleye gidemedi. Mersin ise 30’dan sonra iyice baskısını artırdı ve sürekli akın yenilemeyi başardı. Sonra Pedriel ve Delibalta ile aynı saniyede 2 pozisyon buldular. 3-4 dakika sonra bu kez Delibalta ile yine aynı saniyede 2 pozisyon buldular. Ama 3’ünde Muslera “Yok arkadaş bu adam gol yemiyor!” sıfatını hak eden müthiş kurtarışlar yaptı.

Zaten son haftalarda G.Saray böyle gidiyor: Muslera gol yemiyor. Muslera’nın gol yemeyeceğini bilen rakip forvetler ‘iyice köşeye vurayım’ diye düşünüp topları dağlara taşlara vuruyor. Dünkü gibi iyi vuruşlarda da Uruguaylı kedi yutmuş olduğundan! yine yemiyor. Ya duran toptan ya da dünkü gibi beceri ile bulunan bir golle de 3 puan alınıyor.

Dün de 2. yarıda Wes’in bloklanan şutundan dönen top Burak’ın önüne düştü ve ‘golcü’ bu kez iyi vuramadı. Bir de Burak’ın vuruşunu Muammer kurtardı. İşte topu topu bu kadar. Sadece 2.5 pozisyon bulan ve verdiği 4 pozisyonun 3’ünde kalecisi geçilmeyen G.Saray şampiyonluk yolunda dev bir adım attı.

Hamzaoğlu taktik deha değil. Süper antrenör de değil. Ama akıllı ve pragmatik bir hoca. 10 maç üst üste gol yiyen takımı 4 maçtır gol yemeyen hale getiren Hamzaoğlu, bu çarpıcı zafer yürüyüşünde önemli bir pay da daha kaptı. Lige damga vuran Muslera’nın lüzumsuz sarı ile cezalı olmasına rağmen ben G.Saray’ın içeride G.Birliği’ni de yeneceğini düşünüyorum. Beşiktaş’ın maçlarını kazandığını varsaysak bile Arena’da beraberliğin yeteceği derbiden de yenilgi almazsa G.Saray 4. yıldızı takar. (F.Bahçe’nin Mersin ve Başakşehir’den 6 puan alması zor bence)

***

Dikkat ederseniz sevmeme ve önemsememe rağmen son haftalardaki maç kritiklerimde taktikstrateji ile ilgili yorumlar yapmıyorum. Çünkü ligin bu dönemlerinde bana göre öne çıkan nokta “Birliktelik - Tecrübe ve Sakinlik” G.Saray’da fazlasıyla var. Birlikte oynuyorlar; iştahlılar; inanıyorlar ve sakin kalıp paniklemeden tecrübeleriyle 3 puanları topluyorlar. Macera aramayan, mantıklı bir hocaları, sahip çıkan yönetimleri ve süper destek veren taraftarlarıyla 4. Yıldız’ın 5 köşesinden 2’sini tuttular. Kalan haftalarda diğer köşelerini de tutacaklarını gösterdiler.

BRAVO PALABIYIK

Sadece Demirören’in değil, benim de favori hakemim Ali Palabıyık. Hatalar yapmıyor mu elbette yapıyor. Ama eyyam yapmıyor. Skora göre denge yapmıyor. “Onu vermedim, bunu vereyim bari” yapmıyor. Yasin’in 5; Olcan’ın 3 kez kendisini atmasına düdük çalmayıp ‘kız tavlası hakemliği’ne prim vermiyor. Bana da ‘Helal Olsun’ kardeşim demek düşüyor.

BÜLENT YAVUZ | ALİ PALABIYIK KUSURSUZDU
Galatasaray, oynamadan da 3 puan almasını bildi. Futbol, işte böyle garip bir spor dalı. Mücadelenin bu haftasında, iyi oyun ya da kötü oyuna bakmayacaksın. Bu 3 puan, G.Saray’a çok önemli bir virajı döndürdü. Hakem Ali Palabıyık; duruşuyla, düdük çalışıyla, pozisyonları yakından takip etmesiyle, oyuncu ilişkileriyle ve oyun kurallarını çok iyi uygulamasıyla, 90 dakika boyunca dikkatli olmasıyla ve yanlış yapmamasıyla örnekti. Sneijder’ın, ceza alanında 2 pozisyonu var. İkisi de penaltı değildi. Bir de Umut’un, ceza alanında penaltı beklediği pozisyon var. Orada da top, Mersinli savunma oyuncusunun göğsünden dönüyor. Melo, Sneijder ve Muslera’ya verilen sarı kartlar doğruydu. 90+3 sonunda, hakemin oyunu bitiriş şekli kurala uygundu. Rıza Hoca’nın itirazları boşunaydı. Oyunu devam ettirse, bu sefer G.Saray itiraz ederdi.

 

نظرات 0 + ارسال نظر
امکان ثبت نظر جدید برای این مطلب وجود ندارد.