Artık son 4 hafta... Motivasyonunuz nasıl?
- Sadece bu 4 hafta için değil, ligin başından beri
motivasyonumuz var. Hedefimizi biliyoruz. Şampiyonluğun bizim için ne
kadar önemli olduğunu biliyoruz. Yalnız motivasyonla baskıyı
karıştırmamak lazım. Sakinliğimizi korumamız gerekiyor.
Baskı hissediyor musunuz?
- Galatasaray, Türkiye’nin en büyük camialarından bir
tanesi. Her zaman hedefi şampiyonluktur. Her zaman ister istemez bir
baskı olur. Bu seneki belki ekstra bir baskı... 4. yıldızdan
kaynaklanıyor. Galatasaray’da oynuyorsanız beklentiler her zaman üst
düzeydir. Her zaman da bir baskı olur.
Sneijder, Konya maçından sonra ‘Taraftarımızın sabrını test ettik’ dedi. Sakinliği biraz abartmıyor musunuz?
- Maçın 90 dakika olduğunu unutmayalım. Ayrıca ekstra
süreler de var. Taraftarımızı anlayabiliyoruz. Bizden bir an önce gol
atmamızı bekliyorlar. Biz de mutlaka bunu istiyoruz ama bazen çok çabuk
şekilde olmayabiliyor. Ne kadar iyi bir takım olduğumuzu biliyoruz.
Sonlarda da olsa o golü bulabileceğimizi düşünüyoruz.
Hamza Hamzaoğlu’nun gelmesiyle beraber oyun anlayışı değişti. Bu durumdan memnun musun?
- Galatasaray gibi büyük bir camianın her zaman o sahaya
girdiğinde hedefi 3 puandır ve kazanmaktır. Bende bu mantaliteyi
seviyorum. O yüzden mutlaka ofansif futbol oynaması gerekiyor. Bence en
iyi defans şekli topun sizde kalmasıdır. Şükürler olsun ki bizim bu
kapasitemiz var. Bu kalitede oyuncularımız var.
Son maçlarda takım arkadaşlarına taktiksel bazı
uyarılar yaptığını görüyoruz. Teknik direktörlük konusunda ilerisi için
bir düşüncen var mı?
- Bir kaleci olarak çok büyük bir avantaja sahibim. Oyunu
geriden görüyorum. Dizilişe bakıyorum. Kimin nerede hata yaptığını daha
net şekilde görme şansım oluyor. Tabii ki çok tecrübeli futbolcularımız
var. Ben de tecrübeli bir oyuncu olarak genç futbolculara yardımcı olmak
istiyorum. Bu Bruma olabilir, Emre Çolak
olabilir. Şu anda tamamen futbolcu olarak kariyerime odaklanmış
durumdayım. Daha uzun yıllar kaleci olarak hizmet edeceğimi düşünüyorum.
Galatasaray’a gelmeden önce neler düşünüyordun? Bugün her şey istediğin gibi oldu mu?
- Büyük bir takıma gittiğiniz zaman tabii ki mutlaka
hayalleriniz vardır. İlk sene şampiyonluk kazandım. Sonraki yıl da bu
geldi. Şampiyonlar Ligi’nde başarılar kazandık. Benim de buraya gelmemin
sebebi büyük başarılara imza atmaktı. Çok şükür hayallerimi
gerçekleştiriyorum.
Galatasaray’ın şampiyonluk için rakiplerine göre avantajı nedir?
- Sadece biz değil, diğer rakiplerimizin de bir avantajı
olduğunu düşünmüyorum. Çünkü 4 hafta var. 4 tane inanılmaz birbirinden
zor maç var. Her an her şey değişebiliyor. Futbolun güzelliği de buradan
kaynaklanıyor. Son dakikaya kadar sürecek bir heyecan yaşanıyor.
Böylesine üst düzey rekabet ve yarış çok nadir yaşanabilecek bir şey...
Gerçekten bir takım için en önemli şey, atan ve tutanın iyi olması mıdır?
- Artık günümüz futbolunda başarıyı iki kişiye bağlamak
çok doğru değil. Çok iyi bir defansa veya orta sahaya da sahip
bulunmanız gerekiyor. Biz bazı maçlarda topu Burak’la buluşturma
sıkıntısı yaşadık. Burak’ın bir çok kez geriye gelip top aldığını
gördük. Oysa forvetinizi onsekiz içinde daha fazla topla buluşturmanız
gerekiyor. O yüzden sadece iyi bir kaleci ve iyi bir forvetiniz yeterli
değil. Tamamen komple bir takım olmanız gerekiyor.
Dünyada bugün en iyi kaleciler arasında gösteriliyorsun. Buna rağmen çok mütevazısın.
- İtalya’dan buraya gelmek kariyerimde kesinlikle geri bir
adım değildi. Tersine ileri bir adımdı. Büyük bir camiaya geldiğim için
önemli bir adım attım. Önemli başarılara imza attık. O yüzden
Galatasaray’ın Avrupa’nın büyük bir takımından farkı olduğunu
düşünmüyorum. Real Madrid’i, Manchester United’ı
evimizde yenmemiz, çeyrek final oynamamız bunun örnekleri. Her sene
daha iyiye gideceğini düşünüyorum. Bu sene ne yazık ki Şampiyonlar
Ligi’nde istenen performansı sergileyemedik. Ama bu, gelecek seneyi iyi
geçirmeyeceğimiz anlamına gelmez. Futbolda yarın ne olacağını
bilemezsiniz. Herhangi bir teklif gelirse o zaman oturulur, konuşulur.
Hem kulübün hem de benim mutlu olduğum bir şey çıkarsa belki olabilir.
Şu anda Galatasaray’da olmaktan mutluyum.
Bazen bir libero gibi oyunun içindesin. Futbolda kaleciler için yeni bir akım mı başladı?
- Tabii artık futbol çok değişti. Kaleciyi elleriyle oynayan bir oyuncu olarak görmüyorum. En güzel örneğini Bayern Münih’te Neuer
örneğinde görebiliriz. Son adam gibi oynuyor. Ben de onun gibi oynamaya
çalışıyorum. Kazanmak için ofansif oynamanız gerekiyor. Tabii bu
durumda defansın arkasında bir boşluk oluyor. Bunu da günümüz futbolunda
büyük takımlarda kaleci doldurması gerekiyor. Çünkü rakip takımlar
kazandığı toplarla hemen defansın arkasına top atarak hücum etmeye
çalışıyorlar. O yüzden kaleci artık bir libero, bir oyuncu gibi...
Sadece ellerini kullanan bir oyuncu değil. Hem oyun kurarken ayaklarını
en iyi şekilde kullanan hem de takım topu kaybettiğinde biraz önde
bulunup defansın arkasına atılan topları toplayıcı görevini üstlenmesi
gerektiğini düşünüyorum.
Pandev ile Dzemaili’yi İtalya’dan tanıyordun. Neden verimli olamadılar?
- İki oyuncuyu da çok iyi tanıyorum. Özellikle de
Pandev’i... Kendisiyle 4 yıl İtalya Ligi’nde mücadele etme şansı buldum.
Çok iyi bir forvet olduğunu düşünüyorum. Buraya geldiği zaman işler
biraz farklılaştı. Çok farklı bir kültür ve oyun yapısına geldi. İtalya
Ligi’nde biraz daha taktik ön planda. Biraz daha fazla topla oynanıyor.
Burada biraz daha yüreğinizi koymanız, daha çok koşmanız ve mücadele
etmeniz gerekiyor. Bunları yapmanız için de maç devamlılığınız olması
gerekiyor. Ne yazık ki yabancı kuralından dolayı çok fazla şans
bulamadı. Hocanın kararı ve yabancı kuralı Pandev ve Dzemaili’yi olumsuz
etkiledi. Dzemaili de çok yetenekli bir futbolcu. Onun da sakatlıklar
peşini bırakmadı. Oynamadığınız zaman, bir anda şans bulduğunuzda yüzde
100’ünüzü veremeyebiliyorsunuz.
Gollerdeki sevinç yumağı güzel bir görüntü oluşturuyor. Arkadaşlık da galiba üst düzeyde?
- Gerçekten çok iyi bir atmosfer var takım içinde. Hep
birlikteyiz, hep beraberiz. Tabii ki bu gol sevinçlerine yansıyor.
Taraftar tabii ki gol istiyor. Biz de bir an önce atmak istiyoruz ama
bunu iyi yönetmek lazım. Son dakikada da olsa bu golü bulabileceğimizi
gösteriyoruz. Böyle bir coşku patlaması oluyor.
İstanbul?
- Mükemmel.
Türk yemekleri?
- Farklı... Eskiden favorim kebaptı, şimdi su böreğine döndü.
Türk kızları?
- Evliyim.
Kızların ilgisi?
- Hem Türkiye’de hem Uruguay’da bir ilgi görüyorum.
Genelde 10-16 yaş arasındaki grubun favorisiyim. Belki platonik bir aşk
olarak görüyorlar. Bir fanatiklik, bir hayranlık olarak görüyorlar. Bu
beni rahatsız etmiyor. Yalnız kız arkadaşıma sırf bu yüzden sosyal
medyada çok hakaret ediyorlar.
Kaynak: Milliyet